Loading...
tr usd
USD
0.21%
Amerikan Doları
40,38 TRY
tr euro
EURO
0.54%
Euro
47,06 TRY
tr chf
CHF
0.57%
İsviçre Frangı
50,39 TRY
tr cny
CNY
0.35%
Çin Yuanı
5,63 TRY
tr gbp
GBP
0.35%
İngiliz Sterlini
54,39 TRY
bist-100
BIST
-0.27%
Bist 100
10.342,59 TRY
gau
GR. ALTIN
0.64%
Gram Altın
4.354,21 TRY
btc
BTC
-0.11%
Bitcoin
119.053,01 USDT
eth
ETH
3.98%
Ethereum
3.615,03 USDT
bch
BCH
6.41%
Bitcoin Cash
531,88 USDT
xrp
XRP
0.29%
Ripple
3,49 USDT
ltc
LTC
7.46%
Litecoin
109,17 USDT
bnb
BNB
2.1%
Binance Coin
735,78 USDT
sol
SOL
1.56%
Solana
178,63 USDT
avax
AVAX
1%
Avalanche
24,15 USDT
  1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Tüketim, mutluluğun kalıcı kaynağı değil!

Tüketim, mutluluğun kalıcı kaynağı değil!

featured
tuketim-mutlulugun-kalici-kaynagi-degil.jpg
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, tüketim alışkanlıklarının psikolojik ve sosyal kökenleri, tüketimin mutlulukla ilişkisi, tüketim bağımlılığının riskleri ve sağlıklı tüketim için bilinçli farkındalığın önemi hakkında açıklamalarda bulundu.

Uzun vadede mutluluk, tüketimle ilgili değil! 

İnsanların acıdan kaçmak, mutluluğu bulmak üzere programlandığını aktaran Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Mutluluk ise günümüzde ekonomik sistemler tarafından para sahibi olmak ve tüketmek ile eşleştirilmekte.” dedi.

Özellikle reklamların mutluluğu pazarlayan bir dille, ürünü aldığımızda mutlu olacağımız algısını yarattığına vurgu yapan Demir, “Ancak son dönemde çalışmalar bize belirli bir miktardan fazla paranın da mutluluk getirmediğini gösteriyor. O halde para ve beraberinde tüketim, insanları uzun vadede mutlu yapmaz.” şeklinde konuştu.

İnsanları zaaflarından etkileme amacı ön planda!

Tüketim alışkanlıklarımızı psikolojik, sosyal, kişisel ve ekonomik faktörlerin belirlediğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Kişilik yapısı olarak duygularını dengeleyebilen kişilikler daha rasyonel düzeyde tüketim kararları alırken, duygusal anlamda dengeyi sağlayamayan kişiler fazlaca dürtüsel kararlar ile alışveriş yapmaya daha yatkındırlar.” dedi.

Kişiliğin dışında tüketim alışkanlıklarımızı belirleyen psikolojik faktörlerden de bahseden Demir, şunları söyledi:

“Bir şeyi ihtiyaç olarak hissetmek ya da sadece haz için tüketmek bir psikolojik faktördür. Sosyal çevreye baktığımızda ailemiz, arkadaşlarımız onların onayladığı, arzuladığı şeylerin kişinin tüketim alışkanlıklarını belirlediğini görüyoruz. İnsan zaafları olan bir varlık. Lüks tüketim alışkanlıklarının insanları mutlu ettiğine dair bir algı mevcut. Kapitalist sistem içinde tüketimin her pencereden teşvik edildiği günümüzde markalar özellikle sevgi, saygı, prestij gibi unsurları ön palana çıkararak satış yapmayı hedefliyor. Reklamlar ise bireylerin algılarını yöneterek, insanlarda reklamlardaki hayata ulaşmak ve o hayatı yaşamak isteği uyandırıyor. İnsanları zaaflarından etkileme amacı ön planda. Bunun için özellikle o kişiyi anlık olarak mutlu edecek duygularına hitap eden yöntemler kullanılır. Çeşitli marka reklamları bir ürünün, materyalin kişiyi özel, başarılı, mutlu kılacağı algısı yaratarak kişinin kendi hayatında bunları bulamayacağını ancak satın alabileceğini vurgular.”

Tüketim alışkanlıkları ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirilmeli 

Sosyal ve kültürel özelliklerin de tüketim alışkanlıklarının, kişinin ekonomik statüsünü yansıttığı yönünde olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Kişiler özellikle belirli markalara sahip ürünler ile zengin hissetmekte, gösterişçi tarzda tüketim alışkanlığı ile bir statü elde ettiğini düşünmekteler. Buradaki motivasyon daha çok kişinin kendisini diğerlerine kabul ettirme, beğendirme isteği.” dedi.

Ancak önemli olanın sosyal prestij değil kişinin yaşamsal ihtiyaçları olduğunu hatırlatan Demir, “Kişiler tüketim alışkanlıklarını ihtiyaçları doğrultusunda değiştirmeli. Satın alacağımız şey bize sosyal statü mü getirecek, ihtiyacımız olduğu için mi alıyoruz noktasında rasyonel açıdan bakmamız gerekiyor.” açıklamasını yaptı.

Tüketim alışkanlıklarının kölesi olmak çeşitli ruhsal bozukluklara neden olabilir! 

Çalışmaların lüks tüketim yerine küçük şeyler almanın daha fazla mutluluk getirdiği sonucuna ulaştığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Diğer yandan alışveriş anında kişilerin vitrin gezerken, tatil seçeneklerini planlarken mutluluk düzeylerinin arttığı da görülmüş. Markalar bu noktada raflarda göz hizamıza yerleştirilen, basit ambalajlı, tüketici ile duygusal bağ kurabilen ürünler tasarlayarak, alışveriş sırasında fonda çalan müzik, mağazanın kokusu gibi detayları dikkate alan nöropazarlama tekniklerinin kullanılması ile satışı oluşturmaya çalışmaktalar.” dedi.

Bir ürün satın alma anında özellikle kredi kartları kullanılırken anlık düzeyde dopamin seviyesinde artış söz konusu olduğunu da kaydeden Demir, “Ancak uzun vadede kişi tüketim alışkanlıklarının esiri olur ve ekonomisini yönetemez hale gelir. İşte bu noktada kişinin özgür hissetmeme durumu ortaya çıkar. Tüketim alışkanlıklarının kölesi olan insan bir süre sonra çeşitli ruhsal bozukluklar geliştirebilir. Alışveriş beynimizde dopamin salınımını arttırdığı için kontrolsüz bir şekilde bağımlılıkları tetikleyebilir.” diyerek sözlerini tamamladı. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir